Bendeki Orhan Gencebay Sevgisinin Hikayesi

AdamGibiAdam_
Sene 1999. İçimde okuma hevesi olan bir ortaokul çocuğuydum. Okulum evime uzaktı ve her sabah evimle okulum arasındaki güzergah memleketimin sanayisinden geçiyordu.

Yine yağmurun sancısını çeken bir Mart ayıydı. Havadaki nem adama illallah getirtiyordu. Dudaklarımda Five grubundan 'It's the things you do' şarkısı mırıldanıyordu. O zamanlar ilk aldığım bilgisayarın listesinden çalıntı. Sanayiden geçiyordum. Sıra oraya gelmişti. Öyle bir kasvetli ortamdır ki, sanki herkes savaşa hazırlanıyor, çekiç sesi, canavar matkap testere sesleri, torna sesleri. Ama olacak ya kulağıma bir ses geldi, o kadar sesi bi anda absorbe edip kulaklarımı mest etti. Hiç unutmam o sözün yarısını dinledim "Yeter ki sevdim de, ben bu aşk ile dünyanın kahrına güler geçerim."

Elimde hep küçük bir kağıt ve kalem hazır olurdu. Anadolu Lisesinde okuduğumdan -ki o zamanlar ilkokuldan sonra sınava girip kazanılıyordu- hemen sözleri not aldım. Biraz dinledim o nasıl bir huşuydu. Aklıma o zamanlarda platonik yaşadığım okuldan bi kız geldi. İnsan küçük dahi olsa aşkı büyük olabiliyordu.

orhan gencebay
Ortaokul hayatım boyunca akşamın çok çabuk gelmesini istediğim günlerden birisiydi. Çünkü akşama bu şarkıyı araştırıp bulacaktım. Bizim iki üst sokakta doldurma CD satan bir adam vardı. Adama sabah o yazdığım küçük kağıttaki notu gösterdim "Abi içinde bu söz geçen şarkı hangi şarkı kim söylüyor?" dedim. "Yeğen bu yaşta isyana mı bağlayacaksın kendini?" diye sorunca, nedendir bilmiyorum içime bi sancı düştü. "Neden abi benim dinlemem doğru değil mi?" dedim. "Abim dinle ben bişey demeyeceğim." dedi. Ve bana en ünlü müziklerinin olduğu CD yi verdi. Giderken de "O şarkının adı "Bir Teselli Ver" dedi.

Babamın ofisine gittim ve CD yi taktım. Winamp 2.90 ı hatırlayan vardır. Açtım ve dinlemeye başladım. O 4 dakika 28 saniye beni başka bir dünyaya götürdü. Ama o an nasıl bir kararlılığa büründüysem o adamın sözünü unutmadım. Ne demek istediğini anlamaya çalıştım. Babama sordum tatmin olamadım. O da aynı şeyi söylüyordu. Diyordum "Ya bu adam teselli ver diyor kim bu kadar teselli ister bu kadar".



Yeter ki sevdim de, ben bu aşk ile dünyanın kahrına güler geçerim.



En sonunda şehrin o zamanki iki internet kafesinden birine gittim. O zaman Google da yoktu. Orhan Gencebay'ı araştırdım. Araştırdıkça müziklerini dinledikçe daha fazla dinler araştırır oldum. Yazdıkları sözleri irdelemeye başladım.

Bir gün Orhan Gencebay'ı sevmeyen dayıma İpek Böceği'nin sözlerini gösterdim. "Kim yazmış bu şiiri sen mi?" dedi. "Hayır Orhan Gencebay" dedim. İlk dayımı sevdirdim. Sonra abimi. Sonra çevremde Orhan Gencebay hakkında "isyankar, Allah'a şirk koşan" diye düşünen insanlara üstüme vazifeymiş gibi Orhan Gencebay'ı tanıttım. Lise ve Üniversite'de de aynı şeyi yaptım. Bir karşılık da beklemedim. Albümlerini CD lerini aldırdım.
orhan gencebay şarkıları
Birgün kendi kendime dedim "Ya ben bu kadar şey yapıyorum, karşılığında ne geliyor bana Orhan Baba'dan?". Vesvese ya. Cevabını buldum bir süre sonra "Aşk budur; karşılıksız sevmek. Bu sanat da olur şahıs da olur doğa da olur. Ama aşk aşktır."

Sanatına daha çok aşık oldum. Ve dediği "Anılarınıza kattığım besteler benim değil artık sizindir" sözü benimle bağdaştı. Her yaşadığım aşktan birkaç Orhan Gencebay bestesinin hatırası vardır. Kimi hatıra ölmüştür kimisi yaşar.

Herkes birinden birşey öğrenmiştir ya. Benim de Orhan Gencebay ve hayatımı sentezlediğimde yaptığım analiz şu oldu: İnsanları karşılıksız sevmek, hissettiğini yaşamak, değer vermek, kaliteli düşünmek, akıl yordamıyla bulduğun doğruyu uygulayabilmek ve olduğun gibi görünmek...

Berhudar olun...
Bendeki Orhan Gencebay Sevgisinin Hikayesi
13 Cevap