Kadınlara Acıyorsanız Hayatınızdan Çıkmalarına Sevinmelisiniz

mrsprym
Kim diyor, ben diyorum. Şöyle diyorum: kadınlara acıyorsanız hayatınızdan şu ya da bu şekilde çıkmalarına sevinmelisiniz. Sözüm erkeklere. Kadınlara merhamet eden erkeklerden bahsediyorum. Zor durumda ve güçlü kadınlara, acı içinde ama ayakta kalmaya çalışan, zorluklarla ve çetin koşullarla mücadele etmiş Fatma Girik tipi, yaşadıkları yumruklarına, yüz tipine, güçlü ses tonu ve sert vurgularına yansımış kadınlara mutsuz kadınlara, 3 nesil evvelki atalarının engellenmişliğiyle yüzleşmek zorunda kalan hazımsız ve ebediyyetle memnuniyetsiz kadınlara merhamet eden, el uzatan, seven, değerli hissettiren aziz ruhlu erkeklere sözüm..

Eğer böyle bir kadın geçtiyse hayatınızdan, ve yukarıda tarif ettiklerimi yaptıysanız, şüphesiz ki çok değerli bir şey yaptınız. Ama bir de başka bir açıdan değerlendireceğim.. Güçsüz birine ilgi duyuyorsanız ona yardım ederek, onu iyileştirerek kendinizi de bir miktar güçlü hissediyorsunuz demektir. Ama bu durum bazen bir erkeğin güçlü hissetmesi için illa zor durumda bir kadına ihtiyaç duyması haline gelebiliyor, ya da daha vahimi: kadını zavallılaştırması gerekebiliyor, ve yeterince zor durumda olan kadına erkek artık ilgi duyabilir...

kadınlar ne ister
Bu sebepten nice ilişkiler bitiyor. Artık bilinç ve duygu seviyeleri aynı olmayan partnerlerden erkeğin kadına verecekleri tükendiğinde ve kadın güçlendiğinde erkek bu güçlü kadından ilgi talep eder konumda bulabiliyor kendisini. Artık insan doğasındaki verici rolü, sarsılmış durumda çünkü. Erkek bu konumunu korumak için can çekişirken kadının elinden kaçması için endişe duyup adeta bir korku bataklığına saplanıyor. Adı üzerinde bataklık bu, çırpındıkça batıyorsun.

Peki ne yapılması gerekiyor?
Hayatında "anne rolündeki" tüm bireylere sesleniyorum. Kadın ya da erkek farketmez. Erkeklerin de anaç yapıları baskın olabilir. Önünüze iki seçenek çıkıyor,

1) ya yavrusunun yuvasından uçup gitmemesi için ondan saygı ve ilgi talep eden bir anne misali siz de partnerinizin ilgisini istiyorsunuz...

2) ya da yine uçup gideceği endişesiyle kıskançlığa kapılıp, fiktiri basıyorsunuz. Başka bir deyimle kalbinizi ona kapatıyorsunuz.

1. durumda talebiniz yapışkan bir hal alıyor ve engelleyici bir tutum sergileyebiliyorsunuz. En azından karşı taraf bunu artık geliştirici değil, "ayakbağı" ya da "sakız kıvamında" görmeye başlıyor. Nitekim boğulan kadın, üzülerek de olsa gitmek durumunda kalıyor, objektif olmanızı artık umut edemediği için, ve belki özgür hissedemediği için artık.. Çünkü ilişkinin başlangıcında ona yoğun bir değerlilik, bir sığınak, savaşması için gerekli destek sağladınız. Bu özgürleştiriciydi. Kadın yeni ilişkide artık ne yaptığınızı anlamıyor. Ama algılarına güvenen bir kadın, gitmek istediğinden emindir, gidiyor.

2. durumda kadını yaralıyorsunuz. eski günleri özlese de, içinde bulunulan durumun düzelmesi için kendini kısıtlamayı göze alamazdı, kıskançlığınıza ilk başta anlam veremese de tepki olarak kıskançlığınızı doğru kılacak bir düşünce geliştirip belki de mutluluğu başka yollarda arıyor. İlla aldatması gerekmez, kariyer gibi, arkadaşlar gibi başka şeyler olabilir bu.

Durumu değerlendirebilmek için öncelikle "anne" kimdir? Doğada annenin nasıl bir konumu vardır, ne yapar ne ister biraz bundan bahsedeceğim.

Anne rahimdir. Bebeğe ev sahipliği yapar. Onu sıcak tutar, güvende hisseder, rahimden dışarı çıkması için onu zamanı gelinceye kadar korur, kollar, güçlendirir ve hazırlar.

Anne hamidir, hakemdir, "trainer"dır. Emeklemekten yürümeye terfi etmesi için, kendi ayakları üzerinde durması, yuvadan uçması için günü gelinceye kadar onu güçlendirir, zor koşullara hazırlar. Böyle bir sorumluluk hissetmese bile çocukla kurduğu doğal sevgi-ihtiyaç ilişkisi sonucunda tüm bunlar otomatik olarak gerçekleşir zaten.

Anne sever, çocuk ihtiyaç duyar. Çocuğun sevgi ve bağlılık duyduğu zamandan çok öncesinde anneyle kurduğu ilişki ihtiyaç ilişkisidir, sevgi değil. Sevgi ve minnet çok sonra, kendi ayaklarının üzerinde durduktan sonra gelişir.

kadınlar
Bu durumda bir annenin yapmaması gereken şeyler, çocuğu kendisini geri-sevmekle yükümlü bir nesne haline getirmemek. Çocuğa ihtiyacı olanı karşılıksız vermelidir. Anne yapar, karşılık beklemez. Karşılık imkansızdır. Göze göz dişe diş imkansızdır. Göze diştir, Dişe göz. Sevgiye karşılık ihtiyaçtır. Emeğe karşılık bağlılıktır. Karşılık bekleyen anneleri biliyorsunuz, farkında bile olmadan çocuklarının bir sürü yaralarına ortak olup hayat mücadelelerindeki sorunlara ve acılara ön sebep teşkil ediyorlar. Annenin yapmaması gereken diğer şey de, aman çocuğum tam anlamıyla yürüyemesin ki evden bir yere uçmasın tavrıdır. Çocuk uçmalıdır, ki mutlulukla geri dönüşler yapsın.

Pekala, eski minik bebeğiniz değişti. Artık minikliği filan kalmadı. Hem de üstelik yuvadan uçuyor, ne yapmalısınız?

Değiştirilemeyecek durumlarda bir şey yapılmaz. Lakin eğer en ufak bir şansınız varsa-- ki bir şans her ilişki için, tüm karekter çeşitlerinin bütün permütasyonları için vardır-- rolünüzü değiştirmelisiniz.
Evet rolünüzü değiştirmelisiniz.

Anne'den Baba'ya değiştirmelisiniz.
Anne rolünden Baba'ya geçmelisiniz. Güçlü bir kadını sevmeye devam etmeniz bu şekilde vuku bulmalıdır.

Baba ne yapar? Baba sadece sorulduğunda tavsiye verendir. Balığı tutup ağzına veren değil, bir olta hediye edip balığı tutmayı öğretendir. Baba, afferin, diyendir.

Harikasın hayatım. Seninle gurur duyuyorum biliyor musun?

Baba, onun gelişimini sağlayacak miktarda acı çekmesine göz yumandır. Baba, onun planlarını kimse için, kendisi için dahi geri plana atmasını istemeyecek kadar "büyük" tür. Kocaman bir adamdır. Gerektiğinde yalnız başına kumanda elinde televizyonunu seyreder baba, ama ihtiyaç duyduğunda sadece "keyif almak için" çocuklarıyla parka gider. Bundan kendisinin keyif alması yeterlidir zaten. En önemlisi babanın kendi işleri vardır. Meşguliyeti vardır. Meşgul adamdır baba. Mesai bittiğinde eve gelir. Babanın gelmesinin de, evden uzak olmasının da herkese yararı vardır. Kaynana gibi mutfakta dolanıp herşeye karışan ya da çocuklarının özel hayatını sınırlarını ihlal edici bir yakınlıktan takip eden baba pek tercih edilmez. Ama gerektiğinde orda olan, başvurulduğunda destek olabilen, olayları geri plandan ve keskin bir doğrulukla değerlendirebilen bir baba, babadır.

Onu takdir edeceksiniz, beğeninizi ifade edeceksiniz diye tamamen idolize etmeyin. Erkek güçlü konumunu koruyabilir. Gerçek özgüven sahibi bir erkeğin bu konumu otomatikman korunacaktır zaten.

kadınlar ne ister
Onu idolize etmeyin çünkü siz farklı bir rol, farklı bir karektersiniz. Farklı özellikleriniz var. Kendinizle meşgul olun. Beğeninizi esirgemeyin.

Son olarak eğer giden biri varsa ve çare yoksa ve siz buna üzülüyorsanız, sevinmelisiniz. Çünkü aksi takdirde hayatınızda olmaya devam ettiğinde onun iyiliğine ters düşen bir ilişki biçimi geliştirebilirdiniz. Onu yaralayabilirdiniz. Siz, o ilk tanıştığınızda acılar ve problemler içindeki o kadına şefkat ve sevgi besleyen siz, bunu emin olun istemezdiniz. Aslında o iyi olsun istiyorsunuz. Gerçek istediğiniz bu. Çünkü o daha iyi, siz daha iyi. Bu her zaman böyledir.

Son olarak da, özel olarak sizden daha güçsüz kadınlara ilgi duyuyorsanız--hayır bu kötü bir şey değil-- bunun nedenini sorgulamalısınız. Neden güçlü mutlu başarılı insanları arzu etmiyorsunuz??

Bunun ardında yatan nedenleri bulmalısınız. Bunları bulmak size yardımcı olacaktır. Neden yaralı kuşlar da güçlü başarılı insanlar değil? Yoksa layık görmüyor musunuz kendinizi? Yoksa layık değil misiniz? Peki çözüm olarak ne yapmalısınız? Bunları bir kenara yazın derim.

Bir kadın hayatınızdan bu şekilde çıktıysa eğer, sevinmelisiniz. Çünkü siz de bir yaranızdan özgürleştiniz...

Sevgiler..

Not: Umarım cesaret kırıcı ve özellikle kimseye faydası olmayacak, yani incitmekten başka bir işe yaramayacak uslupta yorumlar yapmazsınız. Bu ilk yazım, bunlar benim düşüncelerim. Sorular olursa detaylandırmakta sakınca görmem. Iyi okumalar** :)
Kadınlara Acıyorsanız Hayatınızdan Çıkmalarına Sevinmelisiniz
24 Cevap